Av. Muhammed Numan GÜLEÇ
GİRİŞ
Kira sözleşmeleri, hukuki ve ekonomik alanda en sık karşılaştığımız sözleşme
türlerinden biridir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299 vd. maddelerinde düzenlenme
alanı bulan kira sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve sürekli edim ihtiva eden
sözleşmelerdendir. Kiraya veren, kira süresince kiraladığı şeyin kullanımını ve kiralanandan
yararlanılmasını kiracıya bırakmakta, kiracı ise bu kullanım ve yaralanma karşılığında kiraya
verene belli bir kira bedeli ödemekle yükümlü bulunmaktadır. Dolayısıyla kiracının sözleşme
süresince dönemsel olarak ödemeyi üstlendiği kira bedeli, kira sözleşmesinin asli unsurunu
oluşturmakta ve uyuşmazlık halinde bu uyuşmazlığın giderilmesi büyük önem taşınmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, kira sözleşmelerine uygulanacak genel hükümlerle birlikte
konut ve çatılı işyeri kiralarına uygulanacak özel hükümlere 339 vd. maddelerde yer vermiştir.
Konut ve çatılı işyeri kiralarında kira bedeline ilişkin düzenlemeler 343, 344 ve 345.
Maddelerde yer almakta olup kira bedelinin belirlenmesi ve kira tespit davaları bu çalışmamızın
konusu olacaktır.
1.Kira Bedeli
Kira sözleşmesinin tanımı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’unda yer alan 299. madde1
ile yapılmıştır. Aynı kanunun 313. Maddesi2 ile ise kiracının kira bedelini ödemekle yükümlü
olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun maddelerinden yola çıkarak kira bedelinin sözleşmenin
esaslı unsuru olduğu ve kiracının asli edim yükümlülüğünü oluşturduğu sonucuna
varılmaktadır3
. Kira bedeli unsuru, kira sözleşmelerini kullanım ödüncü sözleşmelerinden
ayıran en önemli unsurdur4
. Kira bedeli normalde dönemlik olarak bir miktar paranın ödenmesi
şeklinde kararlaştırılır. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Bakanlık tarafından çıkarılan
1 Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını
kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.
2 Kiracı, kira bedelini ödemekle yükümlüdür.
3 EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 2019, s. 317; YAVUZ, Cevdet, Türk Borçlar Hukuku Özel
Hükümler Birinci Cilt, 11. Baskı, Mayıs 2022, s.422
4 ARAL, Fahrettin; AYRANCI, Hasan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 13. Baskı, Ankara 2020, Yetkin
Yayınları, s.264
1kararlar ve tebliğlerden5 önce kira bedelinin döviz olarak belirlenmesi de mümkündü. Bu
ihtimalde sözleşmede aynen ödeme veya buna benzer bir ifade geçmedikçe ödeme günündeki
rayiç üzerinden ülke parası ile ödeme yapılması halinde edim yerine getirilmiş oluyordu.
Bununla birlikte aylık cironun bir kısmı olarak, yani belirli olmayan fakat belirlenebilir
bir miktar olarak anlaşılması sözleşmenin mahiyetini ürün kirasına dönüştürmez6
. Keza misli
bir eşya veya hizmet ya da eser yapma olarak da kararlaştırılabilir. Fakat bu hallerde tipik bir
kira sözleşmesi değil karma nitelikli bir sözleşme karşımıza çıkar 7
. Ancak atipik bir
sözleşmeden söz edilebilmesi için para dışındaki bu tip edimlerin kiralananın kullanımı
karşılığını oluşturması gerekir. Bu edimlerin başka sebeplerle yerine getirileceği hususunda
sözleşilmişse sözleşme yine kira sözleşmesi vasfını korur8
.
Kira sözleşmesine yabancı bir unsurun girmesi halinde, bu sözleşmeye hangi
hükümlerin uygulanması gerektiği konusu ise tartışmalıdır. Bu tarz sözleşmelere uygulanacak
hükümlerin ayrıca kanunda yer almaması sebebiyle çeşitli teoriler geliştirilmiş olup her bir
teorinin veya birden çok teorinin uygulama alanı bulabileceği doktrinde belirtilmiştir. Buna
göre karma sözleşmeye, sözleşme unsurlarını düzenleyen farklı hükümler tatbik edilebileceği
gibi, sözleşme içerisindeki unsurların ağırlık noktasının hangi tipik sözleşmeye yakın olduğuna
göre de uygulama yapılabilir 9
. Kira sözleşmesi unsurlarını içeren bir sözleşmede şayet
kullandırma edimi sözleşmenin ağır basan unsuru ise kiracıyı koruyucu nitelikteki hükümlerin
işbu sözleşmeye uygulanması gerektiği ileri sürülebilir10
.
2.Kira Bedelinin Belirlenmesi
Kira sözleşmesi kurulurken taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince kira bedelini
serbestçe belirleyebilirler11. Buna karşın taraflar her sözleşmede olduğu gibi TBK m.26-28
arasında düzenlenen hükümlere uymakla yükümlüdür. Bu serbestlik konut ve çatılı işyeri
5 85 sayılı Karar, RG. 13.09.2018; RG. 16.11.2018; RG. 06.10.2018
6 KAHRAMAN, Zafer, İstanbul Şerhi, Türk Borçlar Kanunu Yürürlük Kanunu, Cilt 4-5, 2019 İstanbul, s. 2578
7 ARAL, Fahrettin; AYRANCI, Hasan, a.g.e s.266
8 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 427
9 OKTAY ÖZDEMİR, Saibe, İstanbul Şerhi Türk Borçlar Kanunu Yürürlük Kanunu, İstanbul 2019, C. 4-5,
s.2560
10 KAHRAMAN, Zafer, a.g.e s.2746
11 Mehmet AKÇAAL, “Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kira Bedelinin Artışına İlişkin 7161 sayılı Kanun’la
Getirilen Değişikliklerin Değerlendirilmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XII, S.
1, 2022, s. 364
2kiraları için de geçerlidir. Nitekim TBK m.343 hükmü12 konut ve çatılı işyeri kiralarında
başlangıçtaki kira bedelinin taraflarca serbestçe kararlaştırılabileceğini, bu hususun kiracı
aleyhine değişiklik kapsamında olmadığı açıkça ortaya koymuştur13
. Bununla birlikte TBK
m.346 hükmü14 ise konut ve çatılı işyeri kiralarında, kira bedeli ve yan giderler dışında başkaca
bir ödeme yükümlülüğünün getirilemeyeceğini, özellikle cezai şart ve muacceliyet koşulunun
sözleşmede kararlaştırılamayacağını, aksi durumda buna ilişkin anlaşmaların geçersiz olacağını
belirtmiştir15
.
Kira sözleşmesinin varlığından söz edebilmek için kiracının kira bedelini ödeme
yükümlülüğü altına girmesi yeterli olup, tarafların bu hususta anlaşmaları zorunludur16
. Kira
bedeli miktarı başlangıçta kararlaştırılmamış fakat daha sonra belirleneceği üzerinde anlaşma
sağlanmış ise bir bedel ödeneceği taraflarca sabit görüldüğünden kira sözleşmesinin kurulduğu
kabul edilmelidir17
. Ancak bu hususta doktrinde bir görüş birliği bulunmamaktadır. Değişik
ihtimallere bağlı olarak değerlendirme yapılması gerekmektedir.
İlk ihtimalde, taraflar kira sözleşmesi yapma hususunda müzakere yürütmüşler ve fakat kira
bedelinin miktarında anlaşamamışlarsa kira sözleşmesinin kurulamadığı rahatça
söyleyebilecektir.
İkinci ihtimalde ise, kira bedeli ödeneceği hususunda anlaşılmış fakat bedelin miktarının
daha sonra objektif ölçülere göre belirleneceği kararlaştırılmış olabilir. Bu ihtimalde basit bir
tespit faaliyeti ile kira bedeli belirlenebileceğinden sözleşme kurulmuş sayılmalıdır.
Üçüncü ihtimalde, kira bedelini belirleme yetkisi karşı tarafa veya bir üçüncü kişiye
bırakılmış olabilir. Bu durumda da sözleşme geçerli bir şekilde akdedilmiştir fakat bu yetkiye
haiz kişinin dürüstlük kurallarına uygun bir belirleme yapması gerekmektedir. Ancak kira
bedelini belirleme yetkisinin kiraya veren tarafa bırakılması konut ve çatılı işyeri kiralarında
kabul edilecek olursa, bu kabul, TBK m.399 vd.’nda ortaya konulan kiracıyı korumaya yönelik
getirilen düzenlemelere aykırı bir durum ortaya çıkaracaktır. Bu çerçevede taraflar eğer bedel
12 Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz.
13 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 427
14 Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez. Özellikle, kira
bedelinin zamanında ödenmemesi hâlinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel
olacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir.
15 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 428
16 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 422
17 KAHRAMAN, Zafer, a.g.e s.2759
3hususunda anlaşma sağlanamıyorsa kira sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilip, TBK
m.344/f.3’deki esaslara göre bedelin mahkemece belirlenmesi yoluna gidilebileceği
savunulmaktadır18
.
Son ihtimal ise tarafların kira bedelinin belirlenmesi hususunu sonraya bırakmış
olmalarıdır. Bu durumda kira sözleşmesinin geçerli bir şekilde kurulduğu kabul edilmelidir.
Bedelin tespitinin hakimin TMK m.2’ye göre yapabileceğini savunanlar olduğu gibi, TBK
m.2’ye göre emsal kira bedelleri esas alınarak bu boşluğun tamamlanması yoluna gidilmesi
gerektiğini savunanlar da bulunmaktadır 19
. TBK m.2’ye göre boşluğun hakim tarafından
tamamlanamayacağını savunan görüş; kira miktarının ikinci derece değil, sözleşmenin esaslı
bir noktasını oluşturduğunu ileri sürmektedir20
.
3.Süre Bakımından Konut Ve Çatılı İşyeri Kiralarında Sözleşmeleri Ve Sona Ermesi
Kira bedelinde sözleşme süresince artışların nasıl yapılacağı hususuna geçmeden önce
kira sözleşmesinin süresinin belirlenmesi gerekmektedir. TBK m. 300’e göre kira sözleşmeleri
belirli veya belirsiz süreli kurulabilmektedir. Süre, sözleşmenin kurulabilmesi için bir geçerlilik
koşulu olmamakla birlikte her iki türdeki kira sözleşmesine uygulanacak hükümlerin farklı
olması sebebiyle tespiti büyük önem taşımaktadır21
. Bununla birlikte TBK m.327 ile m.328 ve
m.329 kira ilişkisinin süreyle ilgili sona ermesini düzenlemekte ise de bu hükümler TBK m.
347 hükmü gereğince konut ve çatılı işyeri kiralarında uygulama alanı bulamazlar. İşbu madde
emredici nitelikle olup konut ve çatılı işyeri kiralarının nasıl sona ereceğini düzenlemektedir.
Maddeye göre; belirli süreli konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, kira sözleşmesinin
bitiminden 15 gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl uzatılmış
sayılmaktadır. Belirsiz süreli konut ve çatılı işyeri kiralarında ise kiracı her zaman genel
hükümlere göre sözleşmeyi feshedebilmektedir. Ancak kiraya verenin fesih hakkı bu tip
sözleşmelerde sınırlandırılmıştır. Yine işbu maddeye göre kiraya veren, belirli kira
sözleşmesinde on yıllık uzama süresinin sonunda, takip eden her kira yılının bitiminden en az
üç ay önce bildirimde bulunmak suretiyle sözleşmeyi sona erdirebilecek iken belirsiz süreli kira
18 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 426
19 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 423
20 ARAL, Fahrettin; AYRANCI, Hasan, a.g.e s.266
21 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 431
4sözleşmelerinde, kira sözleşmesinin başlangıcı tarihinden itibaren on yıllık sürede kira
sözleşmesini feshedemeyecektir22
.
4.Kira Bedelinin Sözleşmenin Süresince ve Uzama Dönemlerinde Belirlenmesi
Kira bedeli, sözleşmenin kuruluş aşamasında serbestçe kararlaştırılabilmesine karşın
kira sözleşmesi süresince ve uzama yıllarında bedelde yapılacak artışlar, konut ve çatılı işyeri
kiralarında sınırlandırılmıştır23
. Bu sınırlama TBK m.344-345 maddeleriyle belirlenmiş olup
yalnızca konut ve çatılı işyeri kiraları bakımından uygulanabilecektir. Bu nedenle taşınır kiraları
ile konut ve çatılı işyeri niteliğinde olmayan taşınmaz kiralarında bu hükümler
uygulanamayacaktır. Başlangıçta belirlenen kira bedeli kira süresince bağlayıcı olduğu için ilk
kira dönemi bedel tespitine konu edilemeyecektir24
. Konut ve çatılı işyeri kiraları dışındaki kira
sözleşmelerinde, sözleşme belirli süreli ise kira bedelinden memnun olmayan taraf TBK
m.327/II uyarınca sözleşme belirsiz hale gelmeden feshedilebilecektir. Belirsiz süreli olması
halinde ise TBK m.328-330 arasındaki düzenlemelere uyularak sözleşme feshedilebileceğinden
dilerlerse yeni kira bedeli serbestçe belirleyebileceklerdir. Kira sözleşmesi süresince kira tespit
davası açmalarında hukuki yarar bulunmadığından tespit işlemi konu da edilemeyecektir25
.
Kira sözleşmesinin belirli süreli olması durumunda TBK m.344 ve 345’in
uygulanabilirliği konusunda tartışma bulunmamaktadır. Ancak kimi yazarlar, kanunun lafzı
uyarınca, bu düzenlemelerin kira sözleşmesinin yenilenmesi halinde uygulama alanı bulacağı
ve yenilenmenin belirli süreli kira sözleşmelerine özgü bir durum olması sebebiyle belirsiz
süreli kira sözleşmelerinde kira bedeli tespitinin mümkün olmadığını savunmuştur26
. Diğer
görüşü savunan yazarlar ise belirsiz süreli konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinde kiraya
verenin on yıllık fesih yasağı bulunduğundan bedelin sabit kalmasının hakkaniyet uygun
olmadığını savunmuş ve bu tip sözleşmelere de bahsi geçen hükümlerin uygulanabileceğini
ileri sürmüştür27
.
TBK m.344 hükmü TBK ile getirilen bir hüküm olup, eski Kanun içeriğinde bu
kapsamda bir hüküm bulunmamaktaydı. Bu dönemde kira bedelinin tespiti müessesesi,
22 ARAL, Fahrettin; AYRANCI, Hasan, a.g.e s.273; YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 432-433
23 KAHRAMAN, Zafer, a.g.e s.2763
24 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 702
25 Gizem KILIÇ ÖZTÜRK, Kira Tespit Davası ve Esasları, TBB Dergisi 2017 (129), s.231
26 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 702
27 Gizem KILIÇ ÖZTÜRK, a.g.e s.238
5muhtelif içtihadı birleştirme kararları ve daire kararları ile şekillenmiştir. 6098 sayılı Kanun’un
yürürlüğe girdiği tarihe kadar kira tespiti bu kararlarda benimsenen kriterlere göre yapılmıştır28
.
TBK m.344 dört fıkradan oluşan yapısıyla kira bedelinin tespitine ilişkin esasları ortaya
koymuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki, 2012 yılında yürürlüğe giren 6098 sayılı Kanun’un
344.maddesi kiracının TTK’da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku özel
kişisi olduğu işyeri kiralarında, 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmamıştır29
.
Keza 17.01.2019 tarihli 7161 sayılı Kanunun 56.maddesiyle, bu maddenin birimince ve ikinci
fıkrasında yer alan “üretici fiyat endeksindeki artış” ibareleri “tüketici fiyat endeksindeki oniki
aylık ortalamalara göre değişim” şeklinde değiştirilmiş, yine bu maddenin üçüncü fıkrasında
yer alan “üretici fiyat endeksindeki artış” ibaresi “tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık
ortalamalara göre değişim” şeklinde değiştirmiş ve maddenin dördüncü fıkrasına
“kararlaştırılmışsa” ibaresinden sonra gelmek üzere “20.02.1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk
Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla” ibaresi
eklenmiştir.
Kira bedelinin sözleşmenin kuruluş aşamasında serbestçe belirlenebileceğini daha önce
belirmiştik. Ancak TBK m.347/I uyarınca kira sözleşmesinin süresinin dolması konut ve çatılı
işyeri kiraları açısından bir sona erme sebebi değildir. Sözleşme aynı şartlar altında bir yıl daha
uzatılmış sayılacaktır30
. Bu durumda kiraya veren açısında fesih yasağı bulunduğundan kira
bedelinin başlangıçta kararlaştırılan miktarda devam etmesi kabul edilemeyecektir. Keza TBK
m.343 kira sözleşmesinin şartlarında kiracı aleyhine değişiklik yapılamaması yasağı
kapsamından kira bedelinin belirlenmesi hususunu muaf tutmuştur. Durum bu olmakla birlikte
kiraya verenin kira sözleşmesi başlangıçta belirlenen kira bedelini kira sözleşmesi süresince ve
uzama yıllarında dilediği gibi belirlemesi kiracıyı aleyhine edim dengesini bozulmasına
sebebiyet verebilecektir. Bu sebeple Kanun Koyucu hem kira sözleşmesi devam ederken hem
de yenilenen yıllarda kira artışının belli sınırlamalara tabi tutma yoluna gitmiştir.
28 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 688
29 04.07.2012 tarihinde kabul edilen ve 12.07.2012 gün ve 28351 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe
giren 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 53.
Maddesi ile değiştirilen 31.03.2011 tarihli 6271 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici 2.maddesi
30 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 705
6TBK m.344/I’e göre tarafların yenilen kira döneminde kira bedelini belirlemeleri TÜFE
artış oranı sınırlamasına tabi tutulmuştur. Ayrıca maddenin 2.cümlesi bu sınırlamanın bir yıldan
uzun kira sözleşmelerinde de uygulanacağını belirtmiştir. Yani taraflar artış oranını belirlerken
yalnızca ilk uzama yılı değil, kira ilişkisi devam ettiği sürece bu sınırlama devam edecektir31
.
Kanun TÜFE artış oranını esas aldığından, bu oranı aşan düzeyde belirlenen artış oranı veya
miktarı geçersiz olacaktır. Kararlaştırılan artışın, bir önceki kira bedeline TÜFE artış oranının
uygulanması ile bulunacak artıştan fazla olması halinde sınırı geçen miktar butlan yaptırımı ile
karşılacaktır32
. Ancak bir önceki yılların TÜFE oranını geçmiyorsa ilk kira yılı dahil uzama
yılları bakımından da sözleşme ile kararlaştırılan artış miktarı veya oranı dikkate alınacaktır33
.
Bir yıldan uzun süreli kira sözleşmelerin taraflar her yıl değil de iki, üç yılda bir kira bedelinde
artış yapılacağını kararlaştırmışsa, bu durumda da kira artış oranı artış yapılacak yıldan önceki
kira yılında gerçekleşen TÜFE artış oranı olacaktır. Keza belirsiz süreli olarak akdedilmiş kira
sözleşmelerinde de bu hüküm uygulama alanı bulacaktır34
.
Taraflar yeni dönem kira bedeline ilişkin olarak anlaşma yapmamış olabilirler. Bu
durumda yeni dönem kira bedelinin mahkeme tarafından tespiti TBK m.344/f.2 uyarınca
isteyebilecektir. Bu durumda taraflar ya uzama yıllarında artış yapılacağını kararlaştırmamış ya
da artış yapılacağı kararlaştırılmış fakat ne oranda veya miktarda artış yapılacağı
kararlaştırılmamıştır. Bu durumda hakim yeni dönem kira bedelinin tespitini yaparken TBK
m.344/f.2 uyarınca TÜFE artış oranını geçmemek kaydıyla kiralananın durumu ve hakkaniyet
çerçevesinde bir artış belirleyebilecektir. Burada hakim üst sınır olan TÜFE oranını
geçemeyecektir35
.
Şayet taraflar kira süresi içerisinde artış yapılacağına dair bir anlaşmaya varmamışlarsa
bu süre içerisinde TBK m.344/f.2 uyarınca bedel tespiti istenemeyecektir36
. Ancak yenilenme
yılı geldiğinde kira bedelinin tespiti istenebilecektir.
TBK m.344/f.3 hükmüne göre ise, taraflarca kira artışı hususunda bir anlaşma yapılıp
yapılmadığına bakılmaksızın beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira
31 Gizem KILIÇ ÖZTÜRK, a.g.e s.244
32 GÜMÜŞ, Mustafa Alper, Borçlar Hukuku Özel Hükümler Kısa Ders Kitab, Filiz Kitabevi, 5. Baskı, İstanbul
2020 s.206-207
33 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 706
34 Gizem KILIÇ ÖZTÜRK, a.g.e s.246
35 YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 709
36 Gizem KILIÇ ÖZTÜRK, a.g.e s.248
7sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira
bedeli hakim tarafından belirlenecektir. İşbu maddeye göre beş yılın sonunda belirlenecek kira
bedelinde TÜFE oranı, kiralananın durumu, emsal kira bedelleri birlikte değerlendirilecek ve
hakkaniyete uygun bir bedel belirlenecek. Bir önceki fıkra ile TBK m.344/f.3’ün arasındaki en
önemli fark; f.2’de TÜFE oranı üst sınırı oluştururken f.3’te kira bedelinin belirlenmesinde bir
kriterdir. Bununla birlikte Yargıtay’a göre, f.3’e göre artışına karar verilecek kira artış oranı,
TÜFE artış oranının altında kalamayacaktır37
. Emsal kira bedelleri ölçütü ise f.2’de bulunmayıp
f.3’ye göre yapılacak tespitlerde değerlendirmeye katılacak bir diğer faktördür. TBK m.344/f.3
beş yıldan sonra yinelenen veya beş yıldan uzun süreli kira sözleşmelerinde uygulanabilecekten
f.2, beş yıla ulaşmayan uzama yıllarında uygulama alanı bulduğu gibi, f.3’ün uygulanabileceği
dönemlerde de uygulanabilir. Şayet kiraya veren beş yıl sonra tespit davası açmış fakat emsale
göre kira bedelinin tespitini istememişse, hakim kira bedelini TBK m.344/f.2’ye göre tespit
edecektir. Bu durumda kira bedelinin f.3 uyarınca belirlenmesini isteme hakkı bir sonraki kira
yılına kalacaktır38
.
TBK m.344/f.3’ün metnindeki “beş yıldan sonra yenilen kira sözleşmelerinde” ifadesi
tereddüte sebebiyet verebilmektedir. Bu ifade; ilk kira yılı hariç veya kira sözleşmesi süresi
hariç beş kez yenileme sonrasında bu fıkranın uygulama alanı bulabileceği şeklinde
anlaşılabilmektedir. Ancak fıkrada yer alan “beş yıldan uzun süreli” ibaresi ve “beş defa
yenilenme” değil de “beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde” ibaresi, işbu fıkranın ilk
kira yılı veya kira sözleşmesi süresi dahil beş yıl geçmesiyle uygulama alanı bulacağı anlamının
daha üstün tutulması sonucuna götürmektedir39
.
TBK m.344/f.3’ün uygulanabileceği ihtimalleri örneklendirecek olursak ilk ihtimalde;
bir yıllık yapılmış bir kira sözleşmesini düşünebiliriz. Bu ihtimalde, yenilenen kira yıllarında
yapılacak artış, sözleşmede TÜFE oranının altında kararlaştırılmışsa artış bu oran esas alınarak
yapılacaktır. Kararlaştırılan artış TÜFE oranını geçerse artık sözleşme ile kararlaştırılan artış
oranının yerini TÜFE artış oranı alacaktır. Bu sınırlama f.3’e göre yeni kira bedeli tespit
edilinceye kadar devam edecektir. Şayet taraflar artış yapılacağını kararlaştırmamışlarsa ikinci
37 “Hükme esas alınan 5 yıllık kira sözleşme süresi bitiminden sonra başlayan yeni dönem için belirlenecek olan
kira parası hak ve nesafet ilkelerine uygun bir şekilde takdir edilmelidir. Ancak belirlenen bu kira bedeli en son
alınan kira bedeline endeks oranında yapılacak artırım sonucu belirlenecek kira bedelinden daha az
olmamalıdır.” Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/2781 E. - 2017/3178 K.
38YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 714
39YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 710
8kira yılının kira bedelinin tespiti f.2’ye göre istenebilecek, altıncı yılın kira bedeli ise f.3’e göre
tespit edilebilecektir.
Bir diğer ihtimalde ise, kira sözleşmesi bir yıldan fazla beş yıldan az olabilir. Bu
durumda yenileme adedinin önemi yoktur, kira sözleşmesi süresi ile uzama yıllarının toplamı
beş yılı geçtikten sonra TBK m.344/f.3’e göre bedelin tespiti istenebilecektir.
Son ihtimal, kira sözleşmesinin beş yıldan uzun bir süreli yapılmasıdır. Doktrinde beş
yıldan fazla süreli ve sabit kira bedelli kira sözleşmelerinde kira sözleşmesi süresince bedel
tespitinin f.3 uyarınca istenemeyeceğini ileri süren yazarlar vardır40
. Prof. Dr. Cevdet Yavuz’a
göre, bu durum sözleşme ile bağlılık ilkesinin zorunlu bir sonucudur ve f.3’te beş yıldan uzun
süreli kira sözleşmesinden bahsedilmiş olmasının sabit kira bedeline rağmen kira süresi
içerisinde tespit davası açılacağını ortaya koyduğu söylenemez. Fakat kanun metninin açık
olduğunu ve beşinci yılın sona ermesi ile kira bedelinin f.3 uyarınca belirlenebileceğini savunan
yazarlar da bulunmaktadır41
.
Kira bedelinin yabancı para üzerinden belirlenmesi TBK m.344/f.4 uyarınca mümkün
olmakla birlikte döviz üzerinden kira bedeli belirleyebilecek kişiler yukarıda bahsettiğimiz
üzere sınırlı sayıdadır. Fakat yine de açıklama yapmak gerekirse, kira bedelinin yabancı para
üzerinden belirlenmesi sözleşmenin TBK m.347/f.1 uyarınca yenilenmesine engel oluşturmaz.
Yenilenen kira yılında artışın ne şekilde yapılacağı ise TBK m.344/f.4 hükmü ile açıkça ortaya
konulmuştur. Buna göre başlangıçtan itibaren beş yıl süre ile kira bedelinde artış
yapılamayacaktır. Beş yıl geçtikten sonra ise yeni kira bedelinin tespiti TBK m.344/f.3 uyarınca
ve yabancı paranın değişimi göz önünde tutularak yapılabilecektir42
.
TBK m.344/f.4, son cümle uyarınca yapılacak tespitte kira bedelinin hangi para birimi
üzerinden yapılacağı ise doktrinde tartışmalıdır. Yabancı para üzerinden belirlenmesi gerektiği
savunulduğu gibi, hakimin kira parasını Türk Lirası üzerinden belirlemesi gerektiğini ileri
sürenler de vardır. Kanaatimce, tarafların başlangıçtaki iradeleri ön planda tutularak, kira
bedelinin tespitinin yabancı para üzerinden yapılması daha uygundur.
40YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 712
41Gizem KILIÇ ÖZTÜRK, a.g.e s.248-249
42YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 715
95.Kira Tespit Davası
TBK m.344’teki hükümlerindeki düzenlemelere uyarak tarafların yeni dönem kira
bedelini kararlaştırmaları mümkündür. Ancak bu hususta bir anlaşma sağlanamazsa, kira tespiti
davası açılması zorunluluğu ortaya çıkmış olacaktır.
Kira tespit davası TBK’nın 345.maddesinde düzenlenmiştir. İlk bölümlerde
belirttiğimiz üzere, konut ve çatılı işyeri kirası niteliği taşımayan kira sözleşmeleri için kira
tespit davası açılmamaktadır. Yine TBK m.347 uyarınca fesih yasağının kalktığı 10 yıllık
süreden sonra da kira tespit davasının açılamayacağını savunan yazarlar vardır43
. Çünkü bu
fesih yasağının kalkması ile birlikte kiraya veren kanuni sürelere uymak koşuluyla kira
sözleşmesini istediği zaman feshedebilecektir. Kanaatimce, sözleşmede artışın kararlaştırılıp
kararlaştırılmamasına göre durum değişmelidir. Şayet artış kararlaştırılmışsa tespit davasının
sonucunda verilecek karar davanın açıldığı tarihteki döneme ilişkin olacağından kiraya
vereninin bu davayı açmada hukuki yararı olduğu açık olduğundan kira tespit davası
açabilmelidir. Fakat sözleşmede artış kararlaştırılmamışsa ve TBK m.345’teki sürelere riayet
edilmeden dava açılmışsa, verilecek karar bir sonraki kira dönemi için geçerli olacağından ve
kiraya verenin bir sonraki dönem kira sözleşmesini devam ettirmeme imkanı olacağından (10
yılın geçtiği ihtimalinde) açılan kira tespit davası hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir.
Kira tespit davası, yenilik doğuran dava türleri içerisinde yer almaktadır44
. Aşağıda ilgili
kısmına yer verdiğimiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/348 E. - 2016/173 K.
Kararında kira tespit davalarının diğer tespit davalarından farklı olduğu belirtmiştir.
“Bilindiği üzere tespit davaları, genel olarak bir hukuki ilişkinin mevcut olup
olmadığının belirlenmesine ilişkin davalardır. Bu dava ile hukuki ilişki hakkındaki
kuşku ve tereddütler giderilir.Tespit davaları hakların istikrarını temin etmekle
toplumsal bir yarar sağlar.Tespit davasının amacı da hukuki belirsizliği gidermek,
başka bir deyişle hukuki ilişkileri taraflar açısından belirli hale getirmekten ve bu
yolla barışı sağlamaktan ibarettir.
Öte yandan Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre kira bedelinin tespiti davalarında
verilen kira tespiti kararları, diğer tespit davalarında olduğu gibi bir hukuki ilişkiyi
43GÜMÜŞ, Mustafa Alper, a.g.e s.206
44YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 717
10tespit etmez. Amacı sadece kira sözleşmesinin yeni dönemde belli olmayan unsurunu
belirli bir hale getirmekten ibarettir. Gerçekten de
taraflar anlaşamamışlarsa, kiranın tespitinde hukuki sonuç ancak hakimin kararı ile
doğar. Böylece kira tespiti kararları eda davaları sonunda verilen mahkumiyet
kararlarına değil, inşai davalar sonunda verilen kararlara yakın bir nitelik
gösterirler” (Bkz. Baki Kuru, Ali Cem Budak, Tespit Davaları, 2.Baskı, İstanbul
2010, s.68 ve 106).
Kira tespit davasını genellikle kiraya veren açmaktadır. Fakat kira bedelinin ne oranda
artacağına ilişkin anlaşmanın yorumunda bir uyuşmazlık olması halinde kiracının da bu davayı
açmakta hukuki yararının olduğu kabul edilmelidir.
TBK m.345’te kira tespit davasının ne zaman açılabileceğine dair bir sınırlama yoluna
gidilmemiştir ancak ihtimallere yer verilerek dava sonucunda verilecek hükmün hangi kira
dönemine tatbik edileceği düzenlenmiştir. Bu sınırlamalar verilecek kararın etkisinin zaman
itibariyle ne şekilde olacağı ile ilgilidir45
.
TBK m.345/f.2’ye göre yeni kira yılından 30 gün önce tespit davası açılırsa veya aynı
süreye uyarak kira bedelinin artırılacağı yazılı olarak kiracıya bildirilirse, yeni kira dönemi
içerisinde açılacak kira tespit davası sonucunda verilecek karar bu dönem için geçerli olacaktır.
Yazılı bildirimin en geç 30 gün kala kiracıya yapılmasından ne anlaşılması gerektiği
problemlidir. Maddenin gerekçesine 46 bakıldığında “tebliğ edilmesi” yerine “tebliğe
çıkarılması”nın kastedildiği görülmektedir. Bu sürelere riayetsizlik halinde tespit edilen kira
bedeli bir sonraki kira yılı için geçerli olacaktır.
TBK m.345/f.3’e göre ise, kira sözleşmesinde yeni dönemde yapılacak kira artışına
ilişkin bir hüküm varsa kira tespit davası sonucunda verilen karar davanın açıldığı tarihteki kira
45YAVUZ, Cevdet, a.g.e s. 718
46 Davanın belirtilen sürede açılmış olmasına, yahut ihtarın aynı sürede keşide edilmiş bulunmasına, hukuki
deyimle kiralayanın bu konudaki girişiminin kendisine ait olan bölümünün tamamlanmasına rağmen, tebliğ
edilememe riskini kiralayana yükleyen bir mantığın hukuk zemini yoktur. Dava dilekçesinin mahkeme kalemince
tebliğe geç çıkarılması (I), posta hizmetlerindeki aksama (II), kiracının bin çeşit yolla tebellüğden kaçınması (III),
hayatın olağan akışında rastlanan nadir riskler değildir. Bu risklerden kiracıya artışsız bir kira dönemini lütfetme
çıkarı çıkarsanamaz. Edimlerinin ve yeni dönemin farkında olan kiracı, bu durumda evleviyetle kiralayanla iletişim
kurmak zorundadır
11dönemi için geçerli olacaktır. Yani kira tespit davası ne zaman açılırsa o kira dönemi için anlam
ifade edecektir.
Kira tespit davası sonunda verilen karar kira bedelinin tespitine ilişkin olup bir eda
hükmünü içermediğinden ilamlı icraya konu edilemez. Kira bedelinin tespitinin tahsili ile
birlikte talep edilmesi mümkün değildir. Çünkü kira bedeline ilişkin borcun doğması için
muaccel olması gerekmektedir. Mahkemece tespit edilen kira bedeli borcunun ise sözleşmeye
göre muaccel olmaması ihtimal dahilinde olduğundan muaccel olmayan bir alacak için tahsil
hükmü kurulamaz. Tespit edilen kira farkının mahkemede dava edilebilmesi için ise tespit
davası sonucunda verilen kararın kesinleşmesi gerekmektedir. Tespit davasında verilen karar
alacak davasında kesin delil teşkil etmektedir.
Kiralayan birden fazla ise tüm kiralayanlar davayı açmalıdır. Aynı şekilde kiracılar
birden fazla ise tüm kiracılara karşı husumet yönlendirilmelidir. Bu kişiler arasında mecburi
dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Kira bedelinin tespiti davası devam ederken davacı kiralanan taşınmazı başkasına
devrederse, devir tarihine kadar olan kiranın tespiti için davacının dava sıfatı ve hukuki yararı
devam edeceğinden devreden davacı davaya devam edebilir. Devralan da sonrası için davaya
devam edilmesini isteyebilir. Bu halde bu kişiler davacı tarafta ihtiyari dava arkadaşı olurlar.
Kira tespit davası HMK m.4/I,a uyarınca sulh hukuk mahkemesinde açılır.
6.7409 Sayılı Kanun ile Getirilen Geçici Madde 1
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda kira bedelinin artışı konusunda getirilen sınır
tüketici fiyat endeksinin on iki aylık ortalaması iken, geçtiğimiz günlerde Türk Borçlar
Kanunu’na eklenen Geçici Madde ile 11 Haziran 2022 ile 1 Temmuz 2023 arasındaki
döneminde konut kiralarına yapılacak artış oranının üst sınırı %25 olarak belirlenmiştir47
.
47 GEÇİCİ MADDE 1- (Ek:8/6/2022-7409/4 md.) Konut kiraları bakımından bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ilâ
1/7/2023 (bu tarih dâhil) tarihleri arasında yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin
anlaşmalar, bir önceki kira yılına ait kira bedelinin yüzde yirmi beşini geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bir önceki
kira yılının tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranının yüzde yirmi beşin altında
kalması halinde değişim oranı geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır.
Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344 üncü
maddenin ikinci fıkrası uyarınca hâkim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanır.
12Kanun maddesinden görüleceği üzere sınır sadece konut kiralarındaki artışlar bakımından
getirilmiş olup çatılı işyeri kiraları açısından herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu
değişiklikle birlikte TÜFE artış oranı ne olursa olsun kira bedellerinde en fazla %25 oranında
artışın gerçekleştirilebileceği düzenlenmiştir. TÜFE artış oranı %25’den düşük ise TÜFE artış
oranı uygulanmaya devam edecektir. Bu hüküm TBK m.344/f.1 ve f.2 hükmündeki TÜFE üst
sınırını %25 üst sınır olarak değiştirmektedir. Ancak TBK m.344/f.3 hükmünün
uygulanmasında açısından işbu geçici kanun maddesi uygulama alanı bulmayacaktır.
SONUÇ
Kira bedeli, kiracının asli yükümlülüğü olup uyuşmazlık halinde kira bedelinin
belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Kira bedeli sözleşmesinin asli unsuru olmakla birlikte
kiralananın kullanımı karşılığında kira bedelinin ödeneceği yani bir ivaz kararlaştırılmışsa,
miktarının kararlaştırılmaması sözleşmenin kurulmadığı anlamına gelmemektedir. İhtimallere
göre bedelin belirlenmesindeki bu eksik tamamlanabilmektedir. Kira bedeli kural olarak para
olarak kararlaştırılmaktadır. Fakat para dışında kararlaştırılması da mümkündür. Ancak bu
halde tipik bir kira sözleşmesinden değil karma mahiyetli bir sözleşmeden bahsedilecektir.
Kira bedelinin sözleşmenin ilerleyen dönemlerinde değiştirilmesi, kiracı aleyhine değişiklik
yapma yasağı kapsamı dışında bulunmaktadır. TBK m.344 kira sözleşmesinin ilerleyen
dönemlerinde ne şekilde bedelde artırım yapılacağını değişik süreler ve ihtimalleri baz alarak
düzenlemiştir. TBK m.344/f.1’e göre taraflar yenilenen kira dönemlerinde TÜFE artış oranını
geçmemek kaydıyla istedikleri oranda kira artış oranını belirleyebilirler. Bu oranı aşan kısım
geçersizlik olmaktadır. TBK m.344/f.2’ye göre ise, sözleşme ile bir artış oranı
kararlaştırılmamışsa, kiraya veren mahkemeye başvurarak yeni dönem kira bedelinin tespitini
isteyebilmektedir. Bu durumda hakim, TÜFE oranını aşmamak şartıyla, kiralananın durumunu
da gözeterek hakkaniyete uygun bir kira bedeli tespit edecektir. TBK m.344/f.3 hükmü ise beş
yıldan uzun süreli kira sözleşmelerinde uygulama alanı bulmaktadır. Bu hükme göre f.2’deki
TÜFE oranı üst sınır olmaktan çıkıp bir nevi kriter olarak kabul edilmiştir. Ayrıca bu hükme
göre yapılacak tespitte hakim emsal kira bedellerini de kira bedelinin tespitinde göz önünde
tutacaktır ve bu kriterlere göre hakkaniyet uygun bir bedele hükmedecektir. TBK m.345 kira
tespit davasının her zaman açılabileceğini fakat sözleşmede kira artış hususunun kararlaştırılıp
kararlaştırılmamasına göre mahkeme kararının zaman itibariyle ne şekilde uygulanacağını
düzenlemiştir.
13KAYNAKÇA
•EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 2019
•YAVUZ, Cevdet, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler Birinci Cilt, 11. Baskı, Mayıs
2022
•ARAL, Fahrettin; AYRANCI, Hasan, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 13. Baskı,
Ankara 2020, Yetkin Yayınları
•KAHRAMAN, Zafer, İstanbul Şerhi, Türk Borçlar Kanunu Yürürlük Kanunu, Cilt 4-
5, 2019 İstanbul
•ÖZDEMİR, Saibe, İstanbul Şerhi Türk Borçlar Kanunu Yürürlük Kanunu, İstanbul
2019, C. 4-5
•Mehmet AKÇAAL, “Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kira Bedelinin Artışına İlişkin
7161 sayılı Kanun’la Getirilen Değişikliklerin Değerlendirilmesi”, Süleyman Demirel
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XII, S. 1, 2022
•KILIÇ ÖZTÜRK, Kira Tespit Davası ve Esasları, TBB Dergisi 2017 (129)
•GÜMÜŞ, Mustafa Alper, Borçlar Hukuku Özel Hükümler Kısa Ders Kitab, Filiz
Kitabevi, 5. Baskı, İstanbul 2020
14
Av. Muhammed Numan Güleç
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır. Reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde algılanmamalı ve yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.