T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13126
Karar No: 2014/7371
Karar Tarihi: 06.03.2014
İŞE İADE DAVASI - DAVACININ SIK SIK RAPOR ALMASI NEDENİYLE
İŞYERİNDE OLUMSUZLUĞA YOL AÇTIĞI - RAPORLA FESİH TARİHİNE
DÖRT SAVUNMA TARİHİNDEN FESİH TARİHİNE İKİ AY GEÇTİĞİ - FESİH
HAKKININ MAKUL SÜRE İÇİNDE KULLANILMADIĞI - DAVANIN KABULÜ
GEREĞİ
ÖZET: Kabin amiri olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin görev yaptığı süre içerisinde sık sık rapor
alması, bunu alışkanlık haline getirmesi, bunun işyerinde olumsuzluğa yol açması gerekçesiyle
feshedildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta raporun alındığı tarihten fesih tarihine kadar yaklaşık
dört ay, savunmasının alındığı tarihten fesih tarihine kadar ise yaklaşık iki ay geçmiştir. Fesih hakkının
makul süre içinde kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Davanın kabulü gerekir.
(4857 S. K. m. 17, 18, 19, 20, 25, 26) (9. HD. 12.09.2005 T. 2005/24429 E. 2005/29361 K.)
Dava: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik
Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, sık sık rapor
aldığının belirtildiğini, söz konusu raporların keyfi değil, sağlık sorunları nedeniyle alındığını, fesih
gerekçesinin 4857 sayılı iş yasasının iş güvencesine ilişkin hükümlerine aykırı olduğunu, kabin
memurlarının sürekli olarak doğal ortam değişikliklerine, basınç değişikliklerine maruz kaldıklarından
sık sık hastalandıklarını ve rapor kullanmak zorunda kaldıklarını belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu'nun
18 ve devamı maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, uçuş personeli olan davacının iş akdinin sık sık rapor alması nedeni ile uçuş
operasyonunun aksamasına, iş gücü planlamasının olumsuz etkilenmesine, iş arkadaşlarının uçuş
programlarında değişiklik yapılmasına neden olduğunu, bunun işyerinde olumsuzluklara yol açtığını, iş
sözleşmesinin İş Kanunun 17. 18. ve 19. maddeleri gereğince işçinin davranışlarından ve
yeterliliğinden kaynaklanan geçerli sebeple kıdem ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle feshedildiğini,
davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 1 /3E) Gerekçe:
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesinde düzenlenen 6 iş günlük nispi ve bir yıllık mutlak hak
düşürücü süre aynı yasanın 25. maddesinde ki haklı nedenlerle bildirimsiz fesihlerde uygulanacak
olup, 18 ve devamı maddelerinde düzenlenen geçerli fesih hallerinde uygulanacağına dair bir hüküm
bulunmamaktadır. Kısaca 26. maddedeki hak düşürücü süre, işçinin 24. maddenin 2. fıkrasına ve
işverenin 25. maddenin 2. fıkrasına dayanan fesihler yönünden aranmalıdır. Yoksa işverenin geçerli
nedene dayanan fesihlerinde 26. maddede öngörülen hak düşürücü sürelerin işlemesi düşünülemez.
Ancak geçerli nedenlerle fesih beyanı da, yenilik doğurucu bir hak olması nedeni ile bir hak düşürücü
süreye tabi tutulması kaçınılmazdır. Yargıtay bu süreyi, makul bir süre olarak belirlemiş ve işverenin
feshe konu geçerli nedeni öğrendikten sonra, fesih hakkını makul süre içinde kullanması gerektiğini,
bu süre geçtikten sonra yapılan feshin geçersiz olacağını belirtmiştir (9. HD. 12.9.2005 gün ve
2005/24429 Esas, 2005/29361 Karar). Geçerli fesih nedeninin doğmasından sonra, feshin etkisizleştiği
ve geçersizliğini yitirdiği sonucunun çıkarılabilmesi için ne kadar bir süre geçmesi gerektiği
konusunda mutlak bir süre verilemez. Haklı neden için öngörülen 26. maddede belirtilen süre de ölçü
olamaz. Süre unsuru, somut olayın özellikleri ile birlikte değerlendirilmelidir. Özellikle davranış ve
yeterlilik nedeni ile fesihte, fesih hakkının kullandığı anda işçinin feshe konu edilen davranışı iş
yerinde olumsuzluklara neden olmaya devam ediyor ve iş yerinde iş ilişkisinin devamını etkiliyorsa,
bir anlamda işçinin davranışı veya diğer geçerli nedenler etkisini yitirmemiş ise, makul süre
geçmediğinin kabulü gerekir.
Dosya içeriğine göre kabin amiri olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin görev yaptığı süre
içerisinde sık sık rapor alması, bunu alışkanlık haline getirmesi, bunun işyerinde olumsuzluğa yol
açması gerekçesiyle feshedildiği, davacının en son 24.11.2012 tarihinde 3 gün rapor aldığı, 22.01.2013
tarihinde savunmasının istendiği, 25.01.2013 tarihinde savunmasını verdiği, iş sözleşmesinin ise
19.03.2013 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta raporun alındığı tarihten fesih
tarihine kadar yaklaşık 4 ay, savunmasının alındığı tarihten fesih tarihine kadar ise yaklaşık 2 ay
geçmiştir. Fesih hakkının makul süre içinde kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Davanın kabulü yerine
yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Sonuç: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,
2. Feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması
halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren
davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine,
4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve
kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin
gerektiğine,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacının yaptığı 84.35 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının
yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak
davacıya verilmesine,
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 2 /38. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, kesin olarak, 06.03.2014 gününde
oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı Sayfa 3 /3
Av. Muhammed Numan Güleç
Bu sitede bulunan her türlü bilgi, yazı ve yapılan açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır. Reklam amacı taşımaz. Bu nedenle, haksız rekabet yaratıldığı şeklinde algılanmamalı ve yorumlanmamalıdır. Ziyaretçiler ve Müvekkillerin, Sitede yayımda olan bilgiler nedeniyle zarara uğradıkları iddiası bakımından Hukuk Büromuz herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.